NASIL DAHA ETKİLİ ÖĞRENİRİZ? ETKİLİ 10 ÖĞRENMENİN YOLU
Etkili öğrenme yollarından bahsettiğim bu yazımda güncel ve
bilimsel çalışmalar ışığında ‘nasıl daha
etkili öğreniriz?’ sorusunun cevabını arayalım. Hepimiz biliriz ki 30’lu
yaşlardan itibaren öğrenmek daha uzun sürer. Bu etkiden kendimizi olabildiğince
korumaya çalışmalıyız. Bunun için her an yeni bir şeyler öğrenmeye çalışmak
gerekmektedir. Böylece beynimizin körelmesini engeller ve berrak, bilgiye aç
bir zihne sahip oluruz. Bu açıdan burada, nasıl daha etkili öğrenebileceğimizi
madde madde incelemeyi yararlı buluyorum.
1. Öğrenme, davranışlarımızda ve zihnimizde meydana gelen
sürekli değişikliklerdir. Eski bir Çin atasözü ‘Duyduğumu unuturum, gördüğümü hatırlarım, yaptığımı öğrenirim.’
diyerek bu sürecin nasıl etkili hale getirileceğini bize söylemiş aslında.
Kendimizi öğrenme sürecinde ne kadar ‘aktif’
olarak tutarsak o derece bilgi sahibi olur ve bu bilgileri beceri haline
getirebiliriz.
2. Kuantum
Zekâ’nın temelinde öğrenmenin her yolla olabileceği ve bireylerin öğrenme
biçimlerini en iyi kendilerinin belirleyebileceği yatmaktadır. Herkesin öğrenme
yolları farklıdır ve ne kadar insan varsa o kadar yol vardır. Aslolan herkesin
kendi yolunu doğru çizebilecek yeterliliğe gelmesidir.
3. Her
insanda farklı olan öğrenme şekillerini (görsel,
işitsel ve dokunsal), hafızaya alma yöntemlerini, motivasyon kaynaklarını,
inanç sistemlerini, zekâ alanlarını, vb. kendi açımızdan değerlendirir ve
uygularsak öğrenme hızımızı arttırırız.
4. Bireyin
öncelikle nasıl öğrendiğini keşfetmesi ve kendini yakından tanıması
gerekmektedir. Bunu da bilgi ile gerçekleştirebilmekteyiz. Beynin yapısını ve
kapasitesini öğrenen insanların potansiyelleri karşısında şaşırdığına çok defa
tanık oldum. Yani en önemli organ olan beynin çalışma prensiplerini ve
potansiyelini iyi öğrenmeliyiz.
5. Öğrenmenin
en büyük itici gücü motivasyondur. Bu açıdan ‘nasıl öğreniriz’ kadar, ‘niçin
öğreniriz’ de çok önemlidir. Büyük bir ‘neden’e
sahip olmak odaklanmamızı kolaylaştıracak ve etkiyi arttıracaktır. Önemli
insanların hayatlarını incelediğimizde bu açıdan sayısız örnek bulabiliriz.
Doktorsuz bir köydeki çocuğun, hasta annesini iyileştirmek için doktor olmak
istemesi ve bu amaç uğruna olağanüstü çabalaması ya da şu anda iyi bir
konumdaki birinin ‘neden’i
sorulduğunda ‘başka çarem yoktu, hayatımı
kurtarmak için okumalıydım’ gibi sözleri, bize itici gücün ‘neden yaratmak’ta saklı olduğunu
gösterecektir. Basit ancak binlerce buna benzer örneği çevremizde her an
duyabilmekteyiz.
6. Öğrenmede,
bilgi ve becerileri arttırmada ya da başarılı bir hayatta bakış açılarını
geliştirmek önemli bir yer tutar. Bununla ilgili meşhur bir hikaye vardır.
Çeşitli suçlar işleyerek hapishaneye düşmüş bir baba ve iki oğlunun hikayesi,
bakış açısının ne derece önemli olduğunu vurgulamaktadır.
Çocuklardan birisi babası gibi olumsuz koşullarda ve
başarısız bir hayatı yaşamakta, diğeri ise son derece başarılı ve kendini
geliştirmiş biridir. Bu durumun ilginçliğinden etkilenen bir gazeteci bu
kişilerle bir röportaj yapar. Babası gibi başarısız olan genç bu durumda
olmasını ‘babamı tanıyorsunuz, hayatta
başarısız oldum; ama başka ne yapabilirdim ki’ der. Başarılı olan genç ise ‘babamı tanıdınız, başarılı olup kendimi
kurtarmam gerekiyordu, başka ne yapabilirdim ki.’ der. Bu hikaye bakış
açısının önümüze çıkaracağı yolları ve aynı durumda farklı bakış açılarının da
gelişebileceğini göstermektedir.
7. Olumsuz
tutumlar her şeyi olduğu gibi öğrenmeyi de olumsuz etkiler. ‘Öğrenemiyorum, anlamıyorum, matematik çok
sıkıcı, öğretmen kötü anlatıyor, yapamıyorum, kafam basmıyor işte, böyle bir
ailede nasıl yapabilirim, bizden kimse okumamış zaten ben mi okuyacağım, vs.’
gibi binlercesini duydunuz, belki de söylediniz. Bu olumsuz tutumlarla benzini
bitmiş araç gibi yolda kalmak işten bile değildir.
8. Hayatta;
hedefleri, amaçları ve planlamaları zamanında yapmak ve bunlara uymak aslında
en önemli noktadır. Yaşanılan tüm zorlukların, zamanında yapmadığımız küçük ve
kolay işlerin birikmesiyle oluştuğunu unutmamak gerekir.
9. Hayatı,
çoğu zaman bir enstrümanı öğrenmeye benzetiyorum. Çoğu insan kısa bir sürede
sıkılıp atar, bazısı öğrenmeye hiç cesaret bile edemez, bazısı birkaç şarkıyı
ancak çalabilir. Şöyle bir yasa vardır ya hayatta: ‘Yapmakta ısrar ettiğimiz şeyler giderek kolaylaşır.’ (Uzun yıllar gitar eğitmenliği yaptım. Bu
süreçte insanların yetenek, sabır, azim, inanç ve emek üzerine kurulu bir yolda
nasıl davrandığına çok kez yakından şahit oldum. Bu sözü başarı üzerine etkili
bir söz olarak değerlendiriyorum.) Hayatta her şey emek ve çabayla doğru
orantılıdır, tabi ki istisnalar var olmakla birlikte. Israrla üzerinde
durduğumuz her şeye, bir gün mutlaka gelişen yeteneklerimizle ulaşabileceğimizi
düşünüyorum. Balzac’ın ‘Bilginin efendisi
olmak için çalışmanın uşağı olmak şarttır.’ sözü söylediklerimi destekleyen
ve hayat felsefesi yapılması gereken bir sözdür.
10. Öğrenmede evrensel ilkelere değinmeden
bitirmeyelim. ‘Dinleme, okuma, yazma,
konuşma’dan oluşan dört temel beceriyi geliştirmek ve etkili kullanmak
öğrenme sürecimizin temelidir.
Öğrenme süreçlerini etkili kılmak açısından
maddeleştirmediğim ancak ‘Kuantum Zekâ’ adlı kitabımın farklı bölümlerinde
içeriğe uygun olarak belirttiğim daha birçok kısım bulunmaktadır, bilginize.
Yorumlar
Yorum Gönder