KUANTUM ÖĞRENME MODELİ
Hayat boyu öğrenme mecburiyetindeki insan, birtakım zorluklarla yüz yüze gelmektedir. Bu
zorlukları aşmak ve hayattın değişen döngüsüne ayak uydurma zorunluluğu, insanı
etkili öğrenmeyi gerçekleştirmeye itmektedir.
Öğrenme geliştirilebilen
ve iyileştirilebilen bir beceridir. Öncelikle bunu kabul etmeliyiz. Bu beceriyi
bilinçli ve zamanın şartlarına uygun bir şekilde geliştirmek, bilgi çağını daha
hızlı ve kolay takip etmemizi sağlayacaktır.
Öğrenmeyi öğrenmek,
yani zihnin nasıl öğrendiğini kavrayarak etkin öğrenmeyi gerçekleştirmeliyiz.
Bu yazıda modern ve etkili öğrenme yöntemlerinden olan Kuantum Öğrenme Modelinden
bahsedeceğim.
Kuantum öğrenme,
1980’li yıllarda Amerika’da Bobbi Deporter tarafından hayatımıza girmiş ve ardından
Bulgar psikiyatr Prof. Dr. Georgi Lazanov tarafından geliştirilen
Suggestopedia’nın da (hızlandırılmış
öğrenme teknikleri ve beyin temelli öğrenme stratejileri, vs.)
kullanılmasıyla genişlemiştir.
Bununla birlikte
kuantum öğrenme günümüzdeki çağdaş yaklaşımların sentezlenmiş hali olarak da
görülebilir. Bireyin zihinsel gelişimi yanında bedensel ve ruhsal yönden de
gelişmesini hedefleyen kuantum öğrenme modelinde birey merkezdedir ve aktif
olarak süreci yönetir.
Dünyamızın geleceğinin başarısı
akademik ve yaşam becerilerinin gelişmesine bağlıdır.
- Bobbi
Deporter
Kuantum öğrenme,
genel olarak iki ana beceri olan ‘akademik’
ve ‘yaşam becerileri’nin bireyde
geliştirilmesi üzerine konumlandırılmış bir modeldir. Bireyin akademik
başarısının yanında yaşam başarısının da önemli olduğunu önemle vurgular ve bu
amaçla birçok sistemi kullanmaktadır.
Geleneksel eğitim
programları, son yıllarda değişmekle birlikte salt akademik başarıyı dikkate
alırken; kuantum öğrenme modeli, bireyin hayat karşısında yeterli sosyal yaşam
becerilerini kazanması konusunda da bilinçlenmesini öngörmektedir.
Günümüzdeki insan
profillerinin teknoloji karşısındaki durumları incelendiğinde, sosyal
becerilerinin olumsuz yönde ilerlediğini tartışmasız kabul etmekteyiz. Bu
açıdan yenilikçi öğrenme yöntemleri bu açığı kapatacak yaşam becerilerini
öğretmek zorundadır.
Kuantum öğrenme
modeli öncelikle bireyin kendini gerçekleştirmesini hedefler. Öğrenme süreciyle
ilgili ‘iç disiplin ve bilinç’
oluşturularak bireyin kendi hayatının efendisi olması amaçlanır.
Bobbi Deporter,
kuantumu; ‘enerjiyi ışığa çeviren
etkileşim’ olarak tanımlar. Kuantum öğrenmeyi ise bu tanımdan hareketle ‘kişinin bilgilerini kullanarak ışıması’
olarak tarif etmektedir.
Burada kuantum
kelimesinin çağrıştırdığı anlam ön plandadır. Eğitimde yeni bir yaklaşım olarak
gelişmesinin nedeni; bilgiyi alırken ve kullanırken kullandığımız teknik ve
stratejiler için klasik fiziğin somut gözlemlerinin dışına çıkılabileceğini
söylemesidir. Hiçbir zaman kesinliğin olmadığı ve olasılıklı düşünmenin öğrenme
yollarından biri olduğu varsayımı üzerinde durulur. Hayatın her alanını öğrenme
ortamı olarak belirler ve şekillendirir.
J. Vos-Groenendal
doktora tezinde, 1983-1989 yılları arasında kuantum öğrenme eğitimi yapılan ‘Süpercamp’lara katılan 8 ve 25 yaşları
arasındaki 13.675 öğrenci üzerinde yaptığı araştırmada nicel ve nitel veriler
toplamış ve %68 motivasyonda artış, %73 başarı seviyesinde artış, %81 özgüven
gelişimi, %84 benlik saygısında artış, %96 olumlu tutumun devamlılığı, %98
öğrenilen becerilerin kullanımının devamlılığı sonuçlarına ulaşılmıştır.
(1982 yılından beri ABD'de Stanford ve Cornell başta
olmak üzere tanınmış üniversite ve kolejlerde gerçekleştirilen Supercamp’lar
Türkiye dâhil 80 farklı ülkede yapılmaktadır. Bugüne kadar 60.000’ den fazla
gencin katıldığı Supercamp’lar kuantum öğrenme metoduyla uygulanan, gençlerin
yaşam ve akademik becerilerini geliştiren; özellikle özgüven, akademik başarı
ve motivasyon artışına katkıda bulunan bir programdır.)
Türkiye’de de
birçok üniversite ve özel okul işbirliğiyle yapılan çalışmalarda kuantum
öğrenmenin etkili sonuç verdiği kanıtlanmış ve elde edilen değerlendirme
sonuçları kuantum öğrenmeyi eğitimde ve birçok alanlarda ön sıraya taşımıştır. Birçok
akademisyen kuantum öğrenmeyi farklı branşlara uyarlayarak daha etkili
öğrenmenin gerçekleştiğine dair tez, makale ve kitap çalışmaları yapmış ve
yapmaktadırlar.
(Ö. Demirel, M. Yalın, Z. Ayvaz, H. Kontaş, Kuantum
Öğrenmenin Öğrenme ve Öğretme Sürecine Etkisi, XIII. Ulusal Eğitim Bilimleri
Kurultayı, İnönü Üniversitesi, Malatya, 69 Temmuz 2004.
Uğur KALKAN, Kuantum Zekâ, Bireysel
Yayıncılık, Adana,2016.)
Yorumlar
Yorum Gönder