KUANTUM ZEKA

Evrende her şeyin bir enerji olduğu gerçeğinden hareketle düşüncelerin de birer enerji olduğunu söyleyebiliriz.   Fiziksel anlamda zıt kutupların (+ - / - +) birbirini çektiği, benzer kutupların (+ + /-- ) ise birbirini ittiği bilinmektedir. Ancak ruhsal anlamda bu kanun tam tersine, yani benzer enerjiler birbirini çeker şeklinde işlemektedir. Görüldüğü üzere bilimsel bir dayanağının tam olarak oluşturulamadığı çekim yasası [1] daha çok olumlu ve pozitif düşüncenin, odaklanma konusunun üzerine kurulmuş bir düşünce sistemidir. Bu açıdan çekim yasasında ruhsal boyuttaki belirli bir niteliğe ve titreşime sahip enerji, kendisine benzer nitelik ve titreşime sahip bir başka enerjiyi çekme eğilimindedir. Çekim yasasının en önemli kuralı, ‘neye odaklanırsanız onu hayata çekersiniz’ dir. Düşmeye odaklanırsanız düşersiniz. Odak noktasını sizi düşüren asıl nedene kaydırmadığınız sürece de düşmeye devam edersiniz. Bizler neye odaklanırsak ona enerji gönderir, yani yeni ene...

            Hayat boyu öğrenme mecburiyetindeki insan, birtakım zorluklarla yüz yüze gelmektedir. Bu zorlukları aşmak ve hayattın değişen döngüsüne ayak uydurma zorunluluğu, insanı etkili öğrenmeyi gerçekleştirmeye itmektedir. Öğrenme geliştirilebilen ve iyileştirilebilen bir beceridir. Öncelikle bunu kabul etmeliyiz. Bu beceriyi bilinçli ve zamanın şartlarına uygun bir şekilde geliştirmek, bilgi çağını daha hızlı ve kolay takip etmemizi sağlayacaktır. Öğrenmeyi öğrenmek, yani zihnin nasıl öğrendiğini kavrayarak etkin öğrenmeyi gerçekleştirmeliyiz. Bu yazıda modern ve etkili öğrenme yöntemlerinden olan Kuantum Öğrenme Modelinden bahsedeceğim. Kuantum öğrenme, 1980’li yıllarda Amerika’da Bobbi Deporter tarafından hayatımıza girmiş ve ardından Bulgar psikiyatr Prof. Dr. Georgi Lazanov tarafından geliştirilen Suggestopedia’nın da ( hızlandırılmış öğrenme teknikleri ve beyin temelli öğrenme stratejileri, vs. ) kullanılmasıyla genişlemiştir. Bununl...

Yaşamındaki sınırlar yalnızca senin belirlediklerindir.(Epiktetos) Dünyadaki tüm ihtimallerin kendi gerçekliğimizi oluşturabileceği inancı insanları sınırsız olasılıklı düşünmeye iter. Bu açıdan düşüncelere sınır koymak hayatı da sınırlar. İnsanların sıklıkla hayallerini sınırladığını ve olasılıklı düşünemediklerini görüyorum. Bakış açılarının ve vizyonun (geniş görüşlülük) sınırlı olması elde edilenlerin de sınırlı olmasına neden olmaktadır. Burada tekrar belirtmek zorunda olduğum; ‘ısrarlı, odaklı ve inançlı düşüncelerin gerçekleşebileceği’ dir. Düşüncelerimize ne kadar inanmışsak, ne kadar odaklanmışsak (yoğunlaşmışsak) ve vazgeçmeden ısrarla peşinden gidiyorsak o kadarı gerçekliğe dönüşecektir. Bu gerçeklik elbette hokus pokusla oluşan bir gerçeklik değil bir emek ürünü olacaktır. Eğitimci-Yazar Uğur Kalkan

Bir mertebedir hiç’lik ve ulaşılması zaman alır. ‘Olmak’ kavramının zıttıdır ve olduğun zaman ‘ben’e hizmet etmeye başlarsın. Varlıktaki en tehlikeli durumların başında gelir ‘ben’ (ego) kavramı. Bir şeyler oldukça daha da ister ruh ve doymak bilmez ne yazık ki. Olacağın şeyler hiç bitmez ve sürekli yenileri ile oyalanır ruhun. Bazen unvanlara boğulursun bazen etiketlere ve her zaman daha da fazlasını arzular, hırslanırsın. İşte Hiç’lik burada bir kurtarıcıdır ve tüm statü, unvan, etiket gibi kavramların üst mertebesidir. Ne zaman bir hiç olduğunu anlarsın o zaman tüm koşuşturmaların son bulur. Telaşın bir nehrin akışı içinde kaybolmalı ki bu akış seni daha da hızlı ulaştırsın. Ne zaman çırpınır ve akışı bozarsan su bulanmaya başlar ve yavaşlarsın. Tüm etiketleri bir kenara bırakmak seni alçaltmaz. Belki kör kişiler seni anlamaz, belki üstün olduğunu sanır ve belki de ezilir, küçümsenirsin. Ancak gerçek dostların olur, gerçek insanları tanır ve hakikati yaşarsın. Hiç’...

Uğur, öncelikle eğitim alanına katkı getirmek amacıyla bir kitap yazdığın için seni kutlamak isterim. Hep öğrencilerime "Publish or Perish" yani ya yayın yapacaksınız ya da silinip gideceksiniz derim. Bilim adamı olmak ve bilime katkı getirmek için yazmanız ve yazdıklarınızı paylaşmanız gerekir. Çalışmalarınızda başarılar ve yaşamınızda esenlikler dilerim. Prof. Dr. Özcan Demirel Özcan Demirel, 'Kuantum Öğrenme Modelini' Türkiye'de ilk kez uygulayan ve eğitim camiasına tanıtan akademisyendir. Bu konuda önemli çalışmalara imza atmıştır. Umarım ben de bu alana elimden geldiği kadar katkıda bulunabilirim. Kendisine saygılarımı sunarım. Eğitimci-Yazar Uğur Kalkan

Sevgili arkadaşlar, Kuantum Zeka adlı kitabıma  TÜRKİYE'NİN HER YERİNDEN ULAŞABİLECEKSİNİZ. Kitabım, Adana'nın eski kitabevi ve yayınevlerinden  Özbilgi Kitabevi  tarafından hem internet ortamından hem de kendi kitabevinden hızlı ve güvenilir bir şekilde sizlere ulaştırılacaktır. Adana'da ki dostlar için Özbilgi Kitabevi'nin adresi:  Atatürk Cad. Gülbahçesi Sitesi'nden girişte sağ köşede. ... Farklı şehirlerdeki dostlar içinse şu anlık N11 ve Nadir Kitap'ta satışta. İmzalı ve imzasız şekilde... Nadir Kitap'ın linki: http://www.nadirkitap.com/kuantum-zeka-imzali-ugur-kalkan-k… N11 için link:   http://urun.n11.com/kisisel-gelisim/kuantum-zeka-P152468018 Sevgiler... Eğitimci Yazar / Uğur KALKAN

İstemek ‘İstiyorum’ demek değil,  harekete geçmektir.  - A. Maurrois Fizikçi Lawrence Krauss evrendeki kuantum süreçlerinin bilincimiz üzerinde de bir etkisi olduğu konusunu tartışmalı bir konu olarak gördüğünü belirtir. Bu konu hakkında ki görüşlerini ise önemli buluyorum, şöyle ki: “ Kuantum mekaniğin oldukça garip olduğu doğrudur ve küçük ölçeklerde bir sürü garip şey görülür. Ama kuantum mekaniğin evren hakkında değiştiremediği şey; bir şeyleri değiştirmek istiyorsanız, bir şeyler yapmak zorunda olduğunuzdur. Dünyayı sadece düşünerek ve isteyerek değiştiremezsiniz. Çünkü dünyaya ve evrene birçok yolla; ışık, ses, ısı, yer çekimi, vs. ile bağlıyız. Bizler atom altı ölçekte, kuantum mekaniği ile davranırız; ama evrende klasik objeler gibi belirli bir sebepten dolayı hareket ederiz. Eğer dış dünyayı etkilemek istiyorsanız, bu konuda bir şey yapmanız gereklidir. Durup dururken en iyisi için umut edemezsiniz. İyi şeyleri sadece düşünerek size gelmelerini sağlayamazs...